Zarafet 


Beni en çok etkileyen insanlar, kendileriyle barışık olanlar. Hani şu yaşını inkâr etmek yerine, yaşının kattığı hikâyeyi gururla taşıyanlar… Saatlerce aynanın karşısında vakit kaybeden değil de, saçına şöyle bir eliyle şekil verip, "Tamamdır, işte bu benim" diyenler. İşte onlar, gerçek anlamda güzel olanlar.


Toprağın üzerine oturmaktan çekinmeyen, kalkarken elleriyle şöyle üstünü başını silkeleyip gülümseyenler… Ayakkabılarını çıkarıp çıplak ayaklarıyla toprağa dokunanlar. Çünkü onlar bilir ki toprak kirletmez, iyileştirir. Yağmurda şemsiye açmayıp, saçları ıslandığında çocuklar gibi sevinenler… Sırılsıklam olup da bundan mutluluk çıkaran insanlar. İşte hayatın tadını çıkaranlar onlar.


Bu insanlar beni büyülüyor. Çünkü dışarıdan onay beklemiyorlar, kimseye kendilerini kanıtlama derdinde değiller. Hayatlarının merkezinde başkalarının ne düşüneceği değil, kendileri var. Kendinden memnun, olduğu haliyle barışık insanlar… En saf, en yalın, en zarif güzelliği taşıyorlar.


Dedim ya, benim için güzellik süsten, makyajdan, yaşını saklamaktan geçmiyor. O zarafet, insanın doğallığında saklı. Kendiyle dost olup, başkalarının gözüyle değil, kendi gözleriyle bakanların zarafeti…


 İşte buna hayranım. Kendinden gelen güzelliğe… Başka bir şeye ihtiyaç duymayan o duru zarafete...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar