Yanlış zamanın insanları 


Tükendik dostum…

Hiçbir şey yapmadan, sadece durarak yorulduk. Ruhumuz, şefkatin gölgesine hasret kaldı. Vefasızlıkla geçen günlerin ağırlığını, insanları izleyerek anlamaya çalıştık. Ama o kadar çok baktık ki, insanlıktan uzaklaşan manzaralar gözlerimize işledi. Yorulduk… Hem de derinlerden, yüreğimizden yorulduk.


Severken sınırları unuttuk, kendimizi kaybettik. Belki de en büyük yanılgımız, sevgiyi herkes hak eder sanmamızdı. Ama her defasında karşılığını bulamayınca, bu sevgi yorgunluğuna teslim olduk. Düşünmeden edemiyor insan: Yanlış bir çağda mı yaşıyoruz, yoksa bu çağ mı bizim ruhumuza yanlış?


Sanki zaman bize yabancı, biz de zamanın çocukları değiliz. Ne kalbimizi dinleyen var, ne de kalpten geleni anlayan. Arada kalmış gibiyiz, ne geçmişe aitiz ne bugüne. Ama yine de pes edemiyoruz, değil mi dostum? Belki bir gün, sevgiye hakkıyla karşılık veren bir dünyada dinleniriz. Belki bir gün, bu yorgunluk biter...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar