İçsel Güzellik: Nezaket ve Naiflik Zorla Öğretilemez


Bazen düşünüyorum, bir insanı zorla nazik yapmanın ne kadar imkânsız olduğunu. O insanın kalbindeki inceliği, senin ona nasıl davranman gerektiğini öğretmekle açığa çıkaramazsın. Görgü, saygı, nezaket gibi değerler de öyle. Onlar birinin iç dünyasında var olur, senin ona bunları öğretmenle değil. Kimi insanlar, hayatlarında görmedikleri o derin bakış açılarını, senin onlara sunmanla fark edemezler. Çünkü her düşünce, bir kişinin kendi iç yolculuğuyla gelişir. Düşünemediklerini düşündürmek, zor bir şey. Bazen düşünceler, birinin kişisel tecrübesine bağlı olarak şekillenir. O yüzden ne kadar uğraşırsan uğraş, sen ona o yeni bakış açısını zorla kazandıramazsın.


Birinin kalbini güzelleştirebilmek de öyle. Ne kadar dışarıdan müdahale edersen et, o güzellik o insanın içinde filizlenmelidir. Bazen dışarıdan görünüyor ki, birinin naif, zarif olması için ona bir şeyler öğretmek gerekir. Ama gerçek naiflik, o kişinin içsel dünyasından gelir. Kalpten kalbe bir şeyler geçer, ama bu, senin dışarıdan ona güzellik aşılamanla olmaz. Kalbin, kendi içinde güzelleştiğinde o naiflik ortaya çıkar. İnsan, içsel yolculuğunda bir şeyler öğrendikçe, o öğrenme kendisini dışarıya yansıtır.


Nazik ve zarif bir insan olmak, aslında sadece başkalarına değil, önce kendine saygı duymayı öğrenmektir. Empati, sevgi ve hoşgörü, içten gelir. Dışarıdan öğretilerek değil, kişisel bir farkındalıkla gelişir. Gerçek nezaket, o kişinin kalbinde doğar ve bir tür içsel dinginlik yaratır. Bu, başkalarıyla ilişkilerinde de kendini gösterir. Zorla yapılmaz, zorla öğretilmez. Nezaket, bir insanın içindeki özle bağlantılıdır ve bu bağ, o kişi zamanla kendini keşfettikçe güçlenir.


Bazen en güzel insanlar, en zor şartlarda değil, kendi içlerinde en derin huzuru bulanlardır. Nezaket ve naiflik, onlardan gelir, çünkü onlar, bu değerleri kendi iç yolculuklarında bulmuşlardır.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar