Bak, kimseye derdini anlatma! Niye mi? Çünkü ilk fırsatta, sana “Ben demiştim” diyerek zaten moralini bozacaklar. Hatta bir de en derin yaranı aç, gör bak ne oluyor… İlk yardım beklerken, “Aa bu yara çok derinmiş, sen niye böyle yaptın?” diye yorum yaparlar. Resmen kendi yarana merhem bulacağın yerde, ekstra stres sahibi olursun!
Şimdi şunu da unutma: İnsanların mutluluğu paylaşma kapasitesi sınırlıdır. “Çok mutluyum” de bakalım, yüzlerinde beliren hafif kıskanç gülümsemeyi görmen saniyeler alır. Mutsuzluğunu anlatsan, “E ama biz de şunu yaşadık, seninki ne ki?” derler. E bir rahat verin ya!
Şikayet etmek? Aman ha! “Şikayetçiyim” dediğin anda, bir bakmışsın herkes seni dinlemek yerine sana akıl vermeye başlamış. “Sen öyle yapacağına böyle yapsaydın” diye bir nasihat furyası başlar ki, en son “Tamam ya, benim derdim bile benden sıkıldı” dersin.
En iyisi mi, derdini yastığa anlat, mutluluğunu aynaya gülerek paylaş. Hayatta başkalarına fazla malzeme verme. Çünkü insanlar malzemeyi alır, bir güzel yorumlar, üzerine biraz tuz biber eker, sonra sana geri verir. Ama o geri gelen şey, senin ilk anlattığın şey olmaz, emin ol!
Yorumlar
Yorum Gönder