BÜYÜDÜK; HER ŞEYDEN UZAK OLMAK İÇİN ÇOCUK KALMAK İSTİYORUZ
Hatırlıyor musun, çocukken her şeyin sahibi olmayı ne kadar çok isterdik? O zamanlar büyümek bizim için ne büyük bir hayaldi. Seninle saatlerce oyun oynar, büyüklerin dünyasına dair hayaller kurardık. Arabalar, iş yerleri, kendi evlerimiz… Bize ne kadar cazip gelirdi. Her şeyin sahibi olmak, koca bir dünyayı avucumuzun içinde tutmak gibi gelirdi.
Bir düşün, ne kadar masumduk o zaman. Küçük şeylerle mutlu olmayı bilirdik. Bir şeker, bir top, bir oyuncak bizim dünyamızı aydınlatırdı. O zamanlar her şey o kadar basitti ki... Zaman geçtikçe, büyümenin aslında hayal ettiğimiz gibi olmadığını anladık. Gerçek dünya, sorumluluklarla, zorluklarla ve bazen de hayal kırıklıklarıyla doluymuş.
Büyüdükçe, her şeyin sahibi olmanın ne kadar yorucu olduğunu fark ettik. İş, para, sorumluluklar... Hayatın getirdiği tüm bu yükler, o masum çocukluğumuzun saflığını gölgeledi. Artık her şeyden uzak olmak, çocuk kalmak istiyoruz. O kaygısız, mutlu günlerimize dönmek, sadece anın tadını çıkarmak istiyoruz.
Bazen düşünüyorum da, belki de büyümek değil, içimizdeki çocuğu yaşatmak önemli olan. O çocuk ki, basit mutluluklarla yetinebilen, hayal gücüyle dünyayı renklendirebilen, saf ve masum... İçimizdeki o çocuğu korumak, hayatın karmaşıklığı içinde kaybolmamak için bir yol olabilir. O günlerdeki saf mutluluğu yeniden bulmak için içimizdeki çocuğa sarılmalıyız. Hayatın getirdiği tüm zorluklara rağmen, o çocuk bize umut veriyor, güç veriyor.
İşte, böyle dostum. Çocukken her şeyin sahibi olmak için büyümek isterdik; şimdi ise her şeyden uzak olmak için çocuk kalmak istiyoruz. Bu paradoks, hayatın bize öğrettiği en büyük derslerden biri. Umarım, içimizdeki çocuğu hiçbir zaman kaybetmeyiz ve onunla barışık bir şekilde yaşamaya devam ederiz.
Yorumlar
Yorum Gönder