Yanılgılar Dünyası


Bazı insanlar vardır, doğrudanlığı samimiyetle karıştırır. Sözleri kırıcıdır, ama bunu içtenlik gibi gösterir. Oysa gerçek samimiyet, incitmeden konuşmayı bilmekten geçer. Yalnızca söylemek değil, nasıl söylediğin de önemlidir.


Başka bir grup vardır ki, nezaketi bir zayıflık gibi görür. Oysa nazik bir insan, güçlüdür; çünkü kalabalığın kabalığına karşı incelikle durabilmek cesaret ister. Gücünü bağırarak değil, susarak gösterir.


Kimileri mütevazılığı hafife alır. Alçakgönüllü birini görürler ve hemen ona yükselebilecekleri bir basamak gibi bakarlar. Oysa mütevazılık, kişinin kendine olan güveninden doğar. Övünmeye ihtiyaç duymadan kendi değerini bilmek bir erdemdir, aptallık değil.


İyi niyeti fırsatçılıkla sınayanlar da vardır. Bir iyilik gördüklerinde hemen bunu suistimal etmeye çalışırlar. Oysa iyi niyet, bir zayıflık değil, insana verilen en büyük hediyelerden biridir. Onu kullanmaya kalkanlar ise en büyük kaybı yaşar; bir güveni yitirirler.


Ve özgüvenin anlamını yanlış anlayanlar... Kendine güvenmek başka bir şeydir; insanları ezerek, onlara üstünlük taslayarak sahte bir özgüven sergilemek bambaşka. Gerçek özgüven, başkasını yüceltirken bile dimdik kalabilmektir.


Dünya böyle yanlış algılarla dolu. Ama bu yanılgılar içinde dahi doğruyu yaşayan, güzellikleri koruyan insanlar var. Ve onların sayesinde, umut da var. Kendi doğrularını bilen insanlar, başkalarının yanılgılarında kaybolmazlar.


Sen de o güçlü insanlardan biri olmayı seç. Ne olursa olsun, kendi inceliğinden, samimiyetinden ve iyi niyetinden vazgeçme. Çünkü doğrular, yanılgılar içinde bile her zaman parlar.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar