Kendi masalını yaz


Hayat bazen sessizdir, değil mi? Öyle bir an gelir ki, rüzgâr bile susar. Çevrende insanlar konuşur, şehir gürültüsünü sürdürür, ama sen sadece kendi nefesini duyarsın. Bu sessizlik önce ürkütür. "Neden bu kadar yalnızım?" dersin, "Beni duyan kimse yok mu?" Ama sonra anlarsın ki, o sessizlik seninle konuşuyordur. İçindeki saklı sesi işitmen için diğer tüm sesler susturulmuştur.


Bir gün, o sessizlikte yürürken, en sıradan şeylerin büyüsüne kapılırsın. Yere düşen bir yaprak, havada dans edercesine dönüp durur. Bir damla yağmur, birden alnına düşer ve seni gülümsetir. İçindeki yüklerden biraz olsun hafiflersin. Çünkü fark edersin: Dünya seninle, her anında.


Kendi gölgene bakarsın bazen; ilk defa fark edersin nasıl bir hikâye taşıdığını. "Ben buradayım" dersin usulca, "Ne olursa olsun, bu dünya beni ağırlıyor." Her gün aynı gibi görünür ama her biri sana bir şey anlatır: sabahın ışığı, akşamın karanlığı, yolların sessizliği... Hepsi aslında senin parçandır.


Ve bir noktada, derin bir nefes alırsın. Sadece nefes almak için değil; yaşadığını hatırlamak için. Bir kuşun kanat çırpışını duyarsın uzaktan. "Bu kadar hafif olabilir miyim?" diye düşünürsün. Belki olamazsın, ama bir gün o hafifliği içinde hissetmeyi öğrenirsin.


Hayat böyle değil mi zaten? Bazen gürültülü, bazen sessiz. Ama her zaman derin ve anlamlı. Sen o anları toplarsın, biriktirirsin, hepsiyle kendi masalını yazarsın. Ve fark edersin: Güzellik sadece dışarıda değil, onu görebilecek gözlerin olduğu sürece her yerde...





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar