“Hayatımı Kolaylaştırmaya Çalışırken”
Telefon… Hani şu modern dünyanın en büyük icadı, neredeyse cebimizdeki ikinci beynimiz diye övülen teknoloji harikası. Ama bazen gerçekten düşünüyorum: Acaba hayatımı daha kolaylaştıran bir şey mi, yoksa tek derdimin "şarjım bitmesin" olduğu yeni bir karmaşa mı?
Sabahları mutfakta çayı demlemeye karar verdiğimde, telefonum akıllıca bir fikir sunuyor: "Hayatını organize et, işler seni bekliyor!" Ben de heyecanla uygulamaları açıyorum, bir bakıyorum Instagram’da kaybolmuşum. Kendimi birden, kimsenin istemediği o "pazar modası" tüyoları arasında kaybolurken buluyorum. Sonra bir arkadaşımın hikayesine bakıyorum, “Aa, o ne yapıyor?” diye düşünürken, 20 dakika geçmiş bile! O kadar çok şeye bakıyorum ki, telefon, zamanın ne kadar hızla geçtiğini unutturuyor.
Göz attım, bir YouTube videosu önerisi geldi, izlememek imkansız! Neyse ki telefon, 3 dakikalık "tavsiye" video izlememe müsaade etti, ama o 3 dakika 20 dakika oldu. Bir bakıyorum, telefon ekranı yüzüme vuruyor: “Sonraki videoyu izlemeye devam etmek istiyor musunuz?” Tabii ki, yok! “Bugünlük yeter, ya da… belki bir tane daha.” O an, telefon gerçekten başımın belası olmaya başlıyor.
Ve sonra o nefes kesen an geliyor: "Hadi biraz temiz hava alayım, telefonu bir kenara koyayım." Ama maalesef, telefon: "Nereye gitmek istersiniz?" diye hemen bir öneri sunuyor. Sonunda fark ediyorum ki, telefonun gerçek amacını unutmuşum: Hayatımı kolaylaştırmaya çalışırken, aslında beni fazlasıyla karmaşıklaştırıyor.
Yorumlar
Yorum Gönder