İnsanlık Merhamettir


Dünyadan ayrılırken ardında bıraktıkların, kim olduğunu en çok anlatan şeydir. İyi bir insan olmak elbette önemlidir; kimse kalbinde kötülükle anılmak istemez. Ama bu yeter mi? Hayır. Çünkü iyi insan olmak, sadece kendinle sınırlı bir çabadır. Oysa hayat, bencillikten fazlasını ister bizden. Gerçek insanlık, kendi iyiliğini alıp çevrene, dünyaya yaymaktır. Arkanda iyilikle anılacak bir dünya bırakabiliyor musun, mesele budur.


İnsan dediğin, yaratılışından merhametle gelir. İlk adımını atarken düşüp dizini kanattığında annenin kucağına koşarsın. Çünkü o kucak, merhametin ta kendisidir. Ama zamanla bazıları bu saf duyguyu kaybeder. Kalpleri sertleşir, elleri uzanmaz, gözleri görmez olur. Merhametini kaybeden bir insan, sadece kendi ruhunu değil, çevresindeki hayatları da karartır. Çünkü merhametin olmadığı yerde ne dostluk vardır, ne güven, ne de gerçek insanlık.


Merhamet dediğin, bazen bir aç köpeğin karnını doyurmaktır. Bazen yaşlı birinin elinden tutmak, bazen de tanımadığın birine sırf gülsün diye içten bir "merhaba" demektir. Merhamet, büyüktür ama küçük detaylarda gizlidir. Dünyayı daha iyi bir yer yapmak için büyük işler başarmaya gerek yok; bir kalbi iyileştirmek, bir nefesi rahatlatmak yeterlidir.


Sen bu dünyadan göçtüğünde, arkanda ne kalacak? Adın bir avuç iyilikle mi anılacak, yoksa boş bir hayattan ibaret mi olacak? Dünyayı değiştirmenin tek bir şartı var: İnsan kalabilmek. Ve insanlık, kalbinde merhameti taşıdığın sürece seninledir.


O yüzden, ardında bıraktığın dünyayı düşün. Sadece iyi bir insan olarak gitmek yetmez. Kalplere merhamet serp, hayatlara dokun, gözlere ışık ol. Çünkü sonunda insan dediğin, iyiliğiyle yaşar; yoksa kimse göçüp gidenin ne kadar kazandığını ya da ne kadar güçlü olduğunu hatırlamaz.


Dostlar, insanlık dediğimiz işte bu kadar basit ve bu kadar derin. İyiliğin peşinden koşalım, merhameti hep içimizde taşıyalım. Ardımızda güzel bir dünya bırakalım, yoksa bizden geriye ne kalır ki?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar