Dilin yetmediği yürekler 


Ne kadar çok şey anlatacak olursan ol, eğer karşındaki seni anlamıyorsa, tüm sözlerin boşa çıkar. Bin bir kelimeyi ustalıkla seçsen, derdini bin dilde dile getirsen bile, seni duyamayan biri için sessizlikten farksızsındır.


İnsanın en büyük yalnızlığı, anlaşılmadığı bir kalabalığın içinde var olmaktır. Sözcükler yetersiz gelir, çırpınırsın ama sesin yankılanmaz. Bu, yalnızca kelimelerin değil, ruhunun da dilsizleşmesidir. Çünkü anlamak ve anlaşılmak, insanın ruhuna nefes gibidir; olmadığında tüm iletişim susar, içindeki dünya kapanır.


O yüzden konuşmak yetmez; önemli olan, karşıdaki insanın seni duyabilecek bir yüreğe sahip olmasıdır. Eğer yoksa, bütün sözler sessiz bir çığlığa dönüşür. Anlaşılmak bir köprüdür, iki yüreğin arasında kurulabilen. Ve o köprü yoksa, dillerin hiçbir anlamı kalmaz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar