Ayıplarımızla Yüzleşmek


Günümüz insanının en sık düştüğü tuzaklardan biri, kendi hatalarını göz ardı edip başkalarının kusurlarını yargılamaktır. Sosyal medyanın hayatımızın merkezine yerleştiği bu çağda, bir hata ya da eksiklik saniyeler içinde milyonlara ulaşabilir. Ancak bu hızlı eleştirilerin arkasında genellikle insanların kendi kusurlarını gizleme çabası yatar.


Başka birini kınamak, o kişinin hatalarını büyütüp kendi eksikliklerimizi gözden kaçırmamıza neden olur. İnsan, öz eleştiriden kaçarak dışarıda suçlu aramaya meyleder. Örneğin, birinin hayat tarzını eleştirirken kendi yaşamında ne kadar tutarlı olduğumuzu sorgulamak aklımıza gelmez. Kendi ahlaki ya da etik açmazlarımızı göz ardı ederek başkalarına yönelmek, modern insanın en büyük çelişkilerinden biridir.


Kendi Hatalarımızı Yüklenmek: Bir Cesaret Meselesi


Kendi hatalarını kabul etmek cesaret ister. Çünkü bu, insanın kendi zayıflıklarıyla yüzleşmesi anlamına gelir. Ancak yüzleşmeden iyileşmek mümkün değildir. Örneğin, bir kişinin finansal başarısızlıklarını küçümseyen birinin, kendi maddi sorunlarını çözmek için adım atmaması yaygın bir durumdur. Ya da birinin görünüşüyle ilgili acımasız yorumlar yapan insanlar, kendi beden algısı sorunlarını konuşmaktan kaçınır.


Sosyal medya ve toplumsal linç kültürü ile oldukça acımasız davranan bireyler olduk. Bu çağın en büyük problemlerinden biri de sosyal medya aracılığıyla yayılan linç kültürüdür. Bir kişi hata yaptığında, yüzlerce, hatta binlerce kişi bu hatayı büyüterek o kişiyi yerden yere vurabilir. Ancak ironik olan, bu kişilerin de geçmişte benzer hatalar yapmış olabileceği ya da gelecekte aynı durumla karşılaşabileceğidir. “Başkalarının acılarına duyarsızca yaklaşanlar, kendi acılarına en tahammülsüz olanlardır” sözü tam da bu durumu özetler.


Kendimizi tanımak ve anlamakla başlasak... Başka birini kınamak yerine, kendi içimize dönmek ve eksikliklerimizi görmek daha yapıcıdır. Örneğin, bir arkadaşımızın ihmalkârlığını eleştirmeden önce, kendi ihmalkâr davranışlarımızı sorgulayabiliriz. Kendi hatalarını görüp kabul eden bir insan, başkalarının hatalarına karşı daha anlayışlı ve empati dolu yaklaşır.


Günümüz dünyasında her birimiz, aslında kendi ayıplarımızın hamalıyız. Önemli olan, bu yükü fark edip taşırken onu hafifletecek yollar bulmaktır. Başkalarını eleştirmek yerine, kendi hatalarımızı kabullenip düzeltmeye çalışırsak, hem kendimizi hem de çevremizi daha iyi bir hale getirebiliriz. Unutmayalım ki, hayatın özü başkalarını yargılamak değil, kendimizi tanımaktır.


Başkalarını eleştirirken kullandığımız her kelime, aslında kendimizle ilgili bir şeyler söyler. Bu yüzden, birini yargılamadan önce aynaya bakmak en doğrusudur. Başkalarının hataları üzerinden üstünlük kurmak yerine, kendi kusurlarımızla yüzleşmek ve iyileşmek bizi daha erdemli bireyler yapar. Bugün, bir başkasını eleştirme ihtiyacı hissettiğimizde, o eleştirinin bize ne söylediğini anlamaya çalışalım. Belki de asıl değişim ihtiyacı, tam da bizim içimizdedir.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar