Değişimin Sessiz Yankısı


Artık hiçbir şey eskisi gibi değil. Ve ben de… Ben de artık eskisi gibi değilim.

Bir zamanlar daha naiftim, daha saf, belki de daha cesurdum. İnsanlara kolayca inanır, her sözü gerçek sanır, her yüreği sevgiyle dolu zannederdim. Dünyanın kalbimde yanan o küçük ışığı asla söndüremeyeceğine inanırdım. Ama öyle olmadı.

Her yara bir şey aldı benden, her kayıp içimde bir boşluk bıraktı. Güvenim sarsıldı, kelimelerim değişti, bakışlarım farklılaştı. Bir zamanlar yalnızca umutla bakan gözlerim, şimdi hem hüznü hem mücadeleyi taşıyor. Ama işte bu yüzden, artık daha güçlüyüm.

Eskiden küçük bir çocuğun heyecanıyla koşardım hayallerimin peşinden. Şimdi yürümeyi öğrendim. Daha temkinliyim, daha sağlam. Bir zamanlar beni inciten şeyler artık eskisi kadar acıtmıyor. Yaralarım kabuk bağladı, ama o kabukların altında bir şeyler büyüdü. Kendim oldum.

Evet, değiştim. Artık o eski ben değilim. Ama bu yeni "ben", acılarından ders çıkaran, düşerken de büyüyen biri. Hayatın her zorluğunu bir taş gibi sırtıma yükledim, ama o taşlar beni yere yapıştırmadı, aksine beni yeniden inşa etti.

Şimdi biliyorum ki değişim kötü değil. Artık hiçbir şey eskisi gibi değil ve belki de olmamalıydı. Çünkü her ne olduysa, beni bugün olduğum kişi yaptı. Ve bu yeni hâlimle hayata daha cesur, daha gerçek bakmayı öğretti. 




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar