Renk Değiştiren İnsanlar


Bukalemunların ilginç hayvanlar olduğunu düşünürdüm. Renk değiştirme yetenekleriyle doğanın büyüleyici bir parçasıydılar benim için. Ancak yanılmışım. Çünkü gerçek bukalemunlar arasında yaşamışız meğer. İnsan suretindeki bu canlılar, sıkışınca öyle bir hızla renk değiştiriyor ki doğa bile şaşırır.

Bukalemun, hayatta kalmak için renk değiştirir; doğaldır, içgüdüseldir. Ama insanlar? Onların değişimi bir hayatta kalma meselesi değil, ustaca oynanmış bir tiyatro sahnesidir. Gözlerinizin içine baka baka en derin kırmızıdan buz gibi bir maviye geçebilirler. Dün size dostluk yemini eden bir yüz, yarın sırtınıza saplanacak bir hançerin sahibidir.

Bu insanlar, rüzgârın yönüne göre durmayı bir sanat haline getirmiştir. İkiyüzlülük onlar için bir meziyet, omurgasızlık ise bir yaşam biçimidir. Onların yanında dururken kime güveneceğinizi, hangi rengine inanacağınızı asla bilemezsiniz. Çünkü bir saniye içinde bir dosttan düşmana, bir sevgiliden yabancıya dönüşebilirler.

Belki de doğa, insanlara bu yeteneği vererek bir hata yapmıştır. Bukalemunlar, sadece tehlikeden korunmak için renk değiştirir. İnsanlar ise masumiyetin örtüsü altına saklanıp kendi çıkarlarını korumak için. Ve bu “insan bukalemunlar” o kadar ustadır ki, fark ettiğinizde iş işten geçmiş olur.

Gerçek şu ki, bukalemunlar en azından dürüsttür. Doğaları gereği değişirler. Ama insanlar? Onların değişimi bir seçimdir. Ve bu seçim, etraflarındaki her şeyi yıkar, değerleri tüketir, güveni öldürür. Belki de en büyük ders şudur: Renk değiştiren bir insandan, doğadaki en vahşi hayvandan bile daha çok korkmalısınız. Çünkü en büyük yaralar, en yakınınızda duranlardan gelir.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar