İnsan, kendini gerçekten anlayan birinin yanında tüm duvarlarını kaldırır, ruhunu olduğu gibi sergiler. Böyle bir anlayış, bir kelimeden, bir bakıştan, hatta bir sessizlikten doğar. Sevgi, iki kalbin birbirini bu şekilde hissetmesiyle anlam kazanır. Kelimelere ihtiyaç duymadan, yalnızca varlığın yeterli olduğu bir bağdır bu.
Bazen uzun uzun konuşmaya gerek kalmaz. Yanında olduğunuz kişi, sizi bir cümleyle değil, sessizliğinizle dahi anlar. Öyle bir an gelir ki, sadece onun göğsüne yaslanıp tüm dünyanın ağırlığını unutmak istersiniz. Onun varlığı, fırtınaların dindiği bir liman gibi huzur verir. Kalbinizde taşıdığınız her duyguyu, her yarayı onun sessiz şefkatine bırakırsınız. Çünkü bilirsiniz, ne söyleseniz de ne sussanız da o zaten her şeyin farkındadır.
Sevgi, belki de tam da buradan doğar: Birbirini anlamanın verdiği huzurdan. Onun yanındayken zaman durur, hayatın tüm karmaşası geride kalır. O anlarda, dünyada yalnızca ikiniz varmış gibi hissedersiniz. Gözlerinizi kapatıp onun nefesini dinlerken, tüm yorgunluğunuz silinir. İşte o zaman anlarsınız, sevgi kelimelerin değil, hissedilenin gücüdür. Sadece yanında olmak, başka hiçbir şey istememek... Bu, aşkın en saf, en derin halidir.
Yorumlar
Yorum Gönder