Kral Akbaba… Kuş dünyasının en büyük leşçileri arasında sayılıyor. Ama onu diğerlerinden ayıran çok özel bir özelliği var: Renkleri. Başının üzerindeki turuncu, kırmızı ve sarı tonlarıyla adeta bir tablo gibi. Görünüşü büyüleyici olsa da, doğasında ne olduğunu asla gizlemiyor: O bir leşçi. Ve hayatta kalması için başkalarının çürümesine ihtiyaç duyuyor.
Şimdi bunu insanlara uyarlayalım. Günümüz dünyasında da böyle "Kral Akbabalar" yok mu? Dışarıdan bakıldığında rengârenk, dikkat çekici, hatta belki hayranlık uyandırıcı. Ama işin derinine indiğinde, insanlara karşı acımasız ve merhametsiz olduklarını fark ediyorsun. Özellikle birinin zor zamanlarında, ilk tekmeyi atanlar genelde onlar oluyor. Çünkü onlar, başkalarının düşüşünden beslenir.
Bu tarz insanlar, zor durumdaki birini desteklemek yerine fırsat kollamayı tercih eder. Bir hata mı yaptın? Bir yanlış mı oldu? İşte o an, seni daha da düşürmek için sahneye çıkarlar. Ellerindeki renkli görüntüleri, dikkat çekici kişilikleri, maskelerinden ibarettir. Çünkü onların amacı asla yardım etmek değil; yalnızca güç kazanmak. Başkalarının zayıflığı, onların kendilerini güçlü hissetmelerini sağlar.
Belki bir arkadaş gibi görünürler, belki bir dost. Ama gerçek yüzlerini, en çok ihtiyacın olduğunda gösterirler. İşte o zaman anlarsın; onların rengi parlak olabilir ama ruhları karanlıktır.
Hayat, her zaman böyle insanlarla dolu olmuştur. Ama belki de bizim ders almamız gereken nokta şu: Kral Akbaba gibi olanları tanımak ve onlara mesafeli durmayı öğrenmek. Çünkü ne kadar güzel görünseler de, içlerinde hep aynı leşçiliği taşırlar. Ve en çok da senin zor zamanında ortaya çıkarlar, son bir tekmeyle yere çakılmanı izlemek için.
Bu yüzden, bu insanları görmezden gelmek değil, tanımak gerekir. Onları fark ettiğinde, onlardan uzaklaşmayı bilmek en büyük güçtür. Çünkü seninle gerçekten yürüyenler, asla düşüşünde bir tekme savurmaz.
Yorumlar
Yorum Gönder