İlk psikiyatri randevum için gerçekten sabırsızlanıyorum. Çünkü o gün, bir nevi hayatımın günah galerisi açılıyor! Karşımdaki psikiyatr, muhtemelen koca bir dosya dolusu not tutacak ve bu notların başlığı da şöyle olacak: “Kendine mi, yoksa çevresine mi daha zararlı olduğunu anlamaya çalıştığımız şahıs.”

Planım basit: Oturacağım o deri koltuğa, derin bir nefes alacağım ve baştan başlayacağım. “Doktor bey/hanım,” diyeceğim, “Hayatıma hoş geldiniz. Bugün size tüm karanlık sırlarımı anlatmaya geldim.” Bu girişin ardından onların gözünde hafif bir heyecan göreceğim. Çünkü eminim ki, böylesi bir vaka onlar için bir ödül niteliğinde.

Hocam, her yaptığım kötülüğün arkasında bir mantık aramayın. Çünkü bazen yaptıklarımın kendimce hiç mantığı yoktu, sadece yapmış bulundum. Mesela, çocukken komşunun bahçesindeki çiçekleri topladım. Sebebi mi? Anneme hediye etmek istemiştim. Tamam, belki komşunun beni bahçe katili ilan etmesi hoş olmadı, ama niyetim tamamen iyiydi. Bu kötülük mü sayılır gerçekten? Şimdi bile emin değilim.

Sonra büyüdükçe işler biraz daha karmaşıklaştı. Dedikodu mu yaptım? Elbette. Ama kötü niyetli değil, aksine stratejik! Herkesin ağzında dolaşan bir hikâyeyi biraz süsleyip yeniden servis etmek, toplumsal dinamiklere katkı değil midir? “Hocam, bu konuda kendimi suçlu hissetmek yerine, bir iletişim ustası olduğum için takdir edilmeliyim,” diyeceğim. Belki de hak verir, kim bilir.

Ama asıl bombaları sona sakladım. “Bakın, itiraf ediyorum,” diyeceğim, “Yemek tarifini soran arkadaşıma, yemeğimin sırrını söylemek yerine tarifi eksik verdim. Evet, bu bir sabotaj. Ama her savaşta kurallar esner, değil mi?” O anda psikiyatrın yüzünde hafif bir gülümseme görürsem, başarımı kutlayacağım.

Sonunda konuşmamı şöyle bitireceğim: “Hocam, buraya yükümü azaltmaya geldim. Ama dinledikçe sizin yükünüz arttı, farkındayım. Lütfen siz de birini arayıp anlatın, çünkü bu yük tek başına taşınmaz.”


İlk seansım, muhtemelen psikiyatrın meslek hayatında unutamayacağı bir gün olacak. Ama ne yapayım, hayat böyle daha eğlenceli!



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar