Sabah Mahmuru Günlerim
En çok ne zaman kendimi beğeniyorum biliyor musunuz? Sabahları uyandığımda! Evet evet, yanlış duymadınız. O saçlar darmadağınık, sanki gece boyunca rüzgârda savrulmuş gibi. Yüzüm desen, ya uykusuzluktan göz kapaklarım şişmiş ya da fazla uyuduysam yanaklarım hafif kabarık. Ama işte, en doğalı da bu değil mi? Kendimizi böyleyken sevmeyeceksek ne zaman seveceğiz?
Bir hafta boyunca sabahları bu halimi inceledim. Şimdi size, bir sabah mahmuru olarak geçirdiğim komik deneyimlerden bahsedeceğim.
Pazartesi: Uyanışın Şoku
Alarm çalar, ben hâlâ rüyamdayım. Parmağımı güç bela kaldırıp kapatıyorum ama o da ne? Telefon elimden düşüyor ve yüzüme çarpıyor. Günün ilk darbesini almışım. Aynada kendime bakıyorum: Saçlar bir tarafa yatmış, gözler yarı açık. Şu halime bakıp gülümsüyorum. "Evet," diyorum, "şaheser gibiyim!"
Salı: Şiş Yüz Çilesi
Bir önceki gün biraz fazla uyumuşum galiba. Göz kapaklarım öyle bir şişmiş ki, sanki içimde minik bir hamster saklıyorum. Banyoya giderken kendimle dalga geçiyorum: “Dostum, senin bu şişkinlikle bir ödül kazanman lazım!” Ama yine de bu halimi seviyorum. Şişik yanaklarımla kendime sırıtıp “Böyle de tatlıyım,” diyorum.
Çarşamba: Saç Trajedisi
Ah, o saçlar... Sabah uyanıyorum ve aynada karşıma çıkan görüntü şu: Arkadan elektrik çarpmış gibi dikilen teller, önden koca bir kuş yuvası. Neyse ki yanımda bir tokam var da anında toplayıp bu sorunu "görmezden geliyorum." Ama bir düşünsenize, bu saçla bir modacıya gitsem, "Doğal ve modern sanat eseri!" diyeceklerinden eminim.
Perşembe: Uyku Yetmezliği
Bu sefer tam tersi. Gece doğru düzgün uyuyamamışım. Aynaya bakıyorum ve gözlerimin altındaki torbalar bana selam çakıyor. Ama ne yapıyorum? Hemen onlara isim veriyorum! Sol gözümün torbasına "Tatlı Bela," sağ gözümün torbasına ise "Sonsuz Çile" diyorum. İnsan böyle mizahla hayatta kalır.
Cuma: Sabah Mutluluğu
Bir haftanın yorgunluğu yüzümde, ama artık sabahlara alıştım. Bugün daha da komik bir şey fark ediyorum: Sabah halimle verdiğim o "umursamaz pozlar" beni benden alıyor. Kendime "Instagram'a koysam viral olurum!" diyorum.
Cumartesi: Doğaçlama Estetik
Saçlar yine karışık, yüz hâlâ yarı uykulu. Ama bu sabah başka bir şey deniyorum. Yüzüme bolca nemlendirici sürüp saçlarımı kafama rastgele doluyorum. İşte bu kadar! Ev modasına yeni bir akım kazandırmış gibi hissediyorum.
Pazar: En Saf Ben
Ve işte haftanın son günü... Bugün kendimi daha bir farklı görüyorum. Göz altı torbalarımı, darmadağınık saçlarımı, şişmiş yüzümü izlerken içimden bir huzur geçiyor. Bu benim. Tüm doğallığımla ben. İşte bu yüzden sabahları kendimi en çok seviyorum. Çünkü ne makyaj var ne gösteriş. Saf, filtresiz, en doğal ben!
Sabahları en dağınık hâlimizle bile kendimizi sevebiliyorsak, dünya bize vız gelir! Çünkü asıl güzellik, doğallıkta saklıdır. Hem hayat zaten yeterince zor değil mi? En azından sabah hallerimize gülmeyi öğrenelim.
Yorumlar
Yorum Gönder